Yatırımların büyüklüğüne göre çevresel etkisinin kapsamı Türkiye Cumhuriyeti Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından değerlendirildikten sonra izin verilir. ÇED raporları Sürdürülebilir kalkınma için olmazsa olmazlardandır. Yatırımın çevreye zarar vermeyecek şekilde fizibilitesinin yapılmasıdır aslında . Alınması gereken önlem ve tedbirlerin yatırımdan elde edilecek kar oranına göre değerlendirilerek yatırım kararının doğruluğuna bakılır.
Ancak bir çok kimsede ki algı yatırımın yasal şartlara göre kılıfının hazırlanması beklenmektedir. Doğa kendi kurallarına göre hareket eder. Siz bilim ve teknolojik olarak tedbirlerin nasıl alacağını bilen tecrübeli ve bilgi sahibi mühendislerce hazırlanmış raporlar ile yatırımcı doğru bilgilenir. ÇED raporunda tecrübesizlikten dolayı öngörülememiş bir durum has bel kader gözden kaçmış ve geçmiş diyelim . Ancak oluşabilecek bir çevresel kazanın zararları sizin tüm varlığınızı kaybetmenize sebebiyet verebilir.
Maalesef ki ülkemizde bilime ve teknik kişilerin direktifleri yerine popüler olanların peşinden gidildiğinden aslında önlene bilecek bir çok olumsuzluklarla karşılaşınca kaza yada kader diyoruz. Bonkörlüğü reklama yaparken tasarrufu bilgiden yana kullanıyoruz. Danışmanlara verilen ücretler aslında yatırımcının önünü açacak ve sürekliliğini sağlayacakken yasal zorunluluk diye değerlendirilip en ucuzu ile çalışanlar raporun onaylanmaması, yanlış yatırım ve daha da kötüsü ceza veya kazalarla karşı karşıya kalmayı da satın almış olur.
Yıllardan beridir birim fiyatlarda uygulanan yaklaşım inşaat sektöründe maliyetin %25 fazlası müteahhitlik karı olarak verilmesi bir yaklaşımdır. Elbette uygulanacak fiyat yatırımın %25’i değil ama yatırım için bakanlığa yatıracağı harç bedelinin %25 fazla uygulanması gereken fiyat tarifesidir.. Tüm ÇED firmalarının bu tarifeye uyarsa doğru projeler ile sürdürülebilir bir danışmanlık yapılabilir. Tüm meslektaşların bu yaklaşımı değerlendirmesini umuyoruz.